Hemen her ürünün etiketinde görülmeye alışık olan Çin, zehirli ayakkabı şikayetlerinin başlamasıyla ayakkabı sektöründe sekteye uğradı. Zehirli ayakkabıların ülkelere girişi ve zehirli olmayan ayakkabıların da kalitesiz olması, ayakkabı ithal eden ülkelerin rotasını Türkiye’ye çevirdi.
Türk mallarının tercih edilen konuma ulaştığını belirten 20 yıllık kadın ayakkabı imalatçısı Tamer Kömürgöz, “Türk malı, kalite olarak Avrupa’da ve dünya ülkelerinde tercih ediliyor. Çin’in pabucu dama atıldı diyebiliriz. Yakın zamanda Çin’e ayakkabı da satacağımıza inanıyorum” dedi.
“TÜRKİYE AYAKKABI ÇÖPLÜĞÜNE DÖNMÜŞTÜ”
Ayakkabı sektörünün son 3-4 yılda devletin uyguladığı politikanın da etkisiyle çeki düzen kazandığını kaydeden Kömürgöz, Türk ayakkabı sektörünün geçmişiyle ilgili şunları söyledi:
“3-4 yıl önce Türkiye ayakkabı çöplüğüne dönmüştü. Çin’den çok kalitesiz, zehirli madde içeren mamullerden ayakkabılar giriyordu. Türkiye’nin tükettiği belli bir ayakkabı adedi var. Çin’den bunun 2-3 misli fazlası ayakkabı ithal ediliyor. Piyasa iyice daralıyor ve üretim yapmakta zorlanıyorduk.”
“ÇİN DEĞİL, DÜNYAYLA REKABET EDERİZ”
Son yıllarda bütün Avrupa ülkelerinden ve yerli firmalardan Türk mallarına talep olduğunu ifade eden Kömürgöz, kapasitelerini artırdıklarını belirterek, “Çin’in pabucu dama atıldı diyebiliriz. Yakın zamanda Çin’e ayakkabı da satacağımıza inanıyorum. Türk malı, kalite olarak Avrupa’da ve dünya ülkelerinde tercih ediliyor.
Biz Aypa-Biella olarak son iki yıldır Türk mallarına talebin artmasından dolayı 12-13 ülkeye ihracat yapıyoruz. Sektörümüzün önünün açık olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de tüketim toplumu değil de üretim toplumu olmamız için elimizden gelen gayreti göstermemiz lazım. En pahalı enerjiyi kullanıyoruz, işçi maliyetlerimiz yüksek. Bunlarla ilgili destek sağlanırsa sadece Çin değil dünyada herkesle rekabet edecek konumdayız diye düşünüyorum” dedi.
“TEST RAPORU İÇİN BİR AY SIRA BEKLİYORUZ”
Kömürgöz, ayakkabı sektörünün yaşadığı sıkıntılardan biri olan test raporu süreci hakkında da şunları söyledi: “Yüzde 100 yerli üretim yaptığımız tüm malların test raporlarını yapıyoruz. Ürettiğimiz malları firmalara sunarken bu raporları gösteriyoruz. Ancak İstanbul’da bu testleri yapan 3-4 firma var. İzmir’de yok. Her çift, her model için ayrı rapor alınıyor.
Aşırı yoğunluk nedeniyle bir çift ayakkabıyı gönderdiğimizde bize bir ay sonrasına sıra veriyorlar. Rapor olmayan ayakkabıları da marka değeri olan firmalara sunamıyoruz. Buna devlet büyüklerimizin el atmasını bekliyoruz. İzmir Ege Üniversitesi’nde ayakkabıları inceleyecek bir birim oluşturulduğunu duyuyoruz.
Merdiven altında üretilen ve cadde mağazacılarında satılan mallarda rapor olduğunu zannetmiyorum. Bunun önce alt yapısının oluşturulması ve ondan sonra her yerde uygulamaya geçilmesi daha mantıklı.”