Op. Dr. Cenk Ermol, kişinin ağır iş yükü altında olmasının da boyun ağrısında etken olduğunu belirterek, “Ancak her boyun ağrısı fıtığa bağlı değildir. Boyun ağrıları özellikle mekanik nedenler ve omurga hastalıklarına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.
En sık görülen boyun ağrısı tipi mekanik boyun ağrısıdır. İş yerlerinde özellikle masa başı görevlerde gün boyu eğik pozisyonda çalışanlarda bu yakınmayla çok sık karşılaşırız. Diğer bir sık nedende boynumuzu etkileyen küçük travmatik zedelenmelerdir” dedi.
“AĞRI DAHA DA ARTABİLİR”
Boyun ağrısının kola ve ele yayılmasının, uyuşukluk hissi varlığının, sinir kolu basısının yani boyun fıtığının belirtisi olabileceğini söyleyen Op. Dr. Ermol, “Boyun hareketleri ağrılı olduğu için kişi boynunu hareketsiz tutmak ister.
Bununla birlikte boyun adalelerinin sürekli kasılmasına bağlı spazm dediğimiz adale sertleşmesi gerçekleşir. Bu durum ağrıyı daha da arttırır. Bu süreçte tedavi için ağrı kesici, kas gevşetici ilaçlar öneririz. Boyun hareketlerinin en kısa sürede normale dönmesi, ağrının kronikleşmesini önleyecektir” ifadelerini kullandı.
“KOL VE ELDE GÜÇSÜZLÜK OLABİLİR”
Her ağrıyı fıtıkla karıştırmamak gerektiğinin altını çizen Op. Dr. Ermol, şunları söyledi:
“Boyun fıtığı sinir köküne baskı yaptığından omuz ve kola vuran ağrı, uyuşma bazen de kol ve elde güçsüzlük yaratacaktır.
Sinir kökü basısına bağlı kolda ağrıyla birlikte uyuşma ve kuvvetsizlik eşlik edebilir. Çoğunlukla koldaki ağrı çok daha şiddetli seyreder. Boyun fıtığına bağlı boyun ve kol ağrısının ilk tedavisinde ağrı kesici-kas gevşetici ilaçlar, boyunluk ve istirahat önerilir.”
“YÜZ GÜLDÜRÜCÜ SONUÇLAR”
Günümüzde boyun fıtığı ameliyatlarının gelişen yeni tetkikler, mikroskop yardımı ve mikrocerrahi yöntemleriyle son derece yüz güldürücü sonuçlar verdiğini belirten Op. Dr. Ermol, “Yaklaşık 1 saat süren ameliyat sonrası hasta, yaşam kalitesini bozan şiddetli kol ağrısının dramatik olarak yok olduğunu fark eder.
Hasta ameliyat sonrası birkaç saat içinde yürümeye başlayabilir. Ertesi gün taburcu olup, birkaç hafta içinde normal yaşantısına hatta iş hayatına dönebilir. Ameliyat hastanın yaşamını kısıtlamaya yönelik değil, aksine yaşam kalitesini korumaya yöneliktir” diye konuştu.